duşman

duşman
DUŞMÁN, -Ă, duşmani, -e, s.m. şi f., adj. 1. (Persoană) care are o atitudine ostilă, răuvoitoare faţă de ceva sau de cineva, care urăşte ceva sau pe cineva; vrăjmaş. 2. Inamic (1) (în război). [acc. şi: (reg.) dúşman] – Din tc. düşman.
Trimis de ana_zecheru, 23.09.2008. Sursa: DEX '98

Duşman ≠ aliat, amic, prieten
Trimis de siveco, 03.08.2004. Sursa: Antonime

DUŞMÁN s., adj. adversar, inamic, potrivnic, vrăjmaş, (pop.) pizmaş, pizmuitor, (înv. şi reg.) pizmătar, pizmătareţ, (înv.) neamic, neprieten, nepriitor, pârâş, sculător. (Armata duşman; e un duşman de temut.)
Trimis de siveco, 05.08.2004. Sursa: Sinonime

duşmán s. m., adj. m., pl. duşmáni; f. sg. duşmánă, pl. duşmáne
Trimis de siveco, 10.08.2004. Sursa: Dicţionar ortografic

DUŞMÁN1 duşmană (duşmani, duşmane) 1) v. DUŞMĂNOS. 2) Care ţine de duşman; propriu duşmanului. /<turc. düşman
Trimis de siveco, 22.08.2004. Sursa: NODEX

DUŞMÁN2 duşmană (duşmani, duşmane) m. şi f. 1) Fiecare dintre persoanele care sunt legate printr-un sentiment de duşmănie reciprocă, privite în raport una faţă de alta; vrăjmaş; inamic. duşman de moarte. 2) Fiecare dintre părţile beligerante implicate într-un conflict armat, privite în raport una faţă de alta; inamic; vrăjmaş. /<turc. düşman
Trimis de siveco, 18.01.2007. Sursa: NODEX

duşmán (-ni), s.m. – Inamic, vrăjmaş. – Mr. dusman. tc. (per.) düşmen (Roesler 591; Miklosich, Türk. Elem., I, 288; Şeineanu, II, 165; Lokotsch 554; Ronzevalle 90), cf. alb., bg., sb. dušman. – Der. duşmancă, s.f. (inamică, vrăjmaşă); duşmănesc, adj. (privitor la duşmani; duşmănos); duşmăneşte, adv. (cu duşmănie, ostil); duşmănos, adj. (ostil); duşmăni, vb. (a fi ostil; a urî; a învrăjbi); duşmănie, s.f. (vrăjmăşie); înduşmăni, vb. (a învrăjbi).
Trimis de blaurb, 20.08.2007. Sursa: DER

Dicționar Român. 2013.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • düşman — is., Far. duşmān 1) Birinin kötülüğünü isteyen, ondan nefret eden, ona zarar vermeye çalışan kimse, yağı, hasım, dost karşıtı Ben ki dans salonlarına, barlara düşman bir adamımdır. S. F. Abasıyanık 2) Birbirleriyle savaşan devletler ve bu… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • düşman (veya düşmanı) kesilmek — düşman olmak, düşman gibi görmek Şu dakika yalnız bu memleketin değil, bütün insanlığın düşmanı kesilmişti. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • düşman başına — durumun kötü olduğunu göstermek için kullanılan bir söz Hele ihtiyarlıkta yatağa düşmek, düşman başına. A. İlhan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dúšman — a m (ȗ) zastar. sovražnik, zlasti Turek: bojevati se z dušmani / aziatski, turški dušmani …   Slovar slovenskega knjižnega jezika

  • düşman ağzı — is. 1) Düşmanın uydurduğu söz 2) Bir durumu kötü gösteren söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • düşman çatlatmak — iyi durum ve başarılarla düşmanı kıskandırmak veya kızdırmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • düşman olmak — kin beslemeye başlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • düşman düşmana gazel (veya Yasin) okumaz — düşmandan ancak kötülük beklenir anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez — aralarında ufak tefek dargınlıklar olsa bile eski dostlar birbirlerine düşman olmazlar, yeni kazanılan dostlarla arada henüz sıkı bir bağ oluşmadığı için bu durum söz konusu değildir anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • borç vermekle, düşman vurmakla — yok edilir anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”